CHP Lideri Özgür Özel: “Cumhurbaşkanı Adayımızı En Geniş Mutabakatla Belirleyeceğiz; Belirleyeceğimiz Aday Türkiye’nin Bir Sonraki Cumhurbaşkanı Olacak”
Ekim 3, 2024CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Mesut Başkanın En Kıymetli İşe Koyulacak İki Ayını Elinden Aldılar”
Ekim 3, 2024CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Depremzedelere de Deprem Bölgesine de Biz Sahip Çıkıyoruz”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kepez-Santral Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi Anahtar Teslim Töreni’ne katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel burada yaptığı konuşmada, “Depremin üzerinden 20 ay geçti. Yani neredeyse iki yıl oluyor. Konutların sadece yüzde 30’unu yaptılar. ‘Bir yılda 650 bin konut’ dediler. 20 ayda 100 bin konut verdiler. Şimdi biri çıkıyor 2026’da, biri çıkıyor 2025 sonunda… Görünen o ki daha yıllarca depremzedeler konteynerde, çadırda kalmaya devam edecekler. Bakın devlet sözü verdiler. ‘Bir yılda anahtar teslim’ dediler. 10 depremzededen yedisi iki yıl geliyor hala daha çadırda ve konteynerde. Yarından sonra buradan selamlarınızı Hatay’a götürüyorum. İki ay Hatay’da arkadaşlarımız çalıştılar. İki gün orada duracağım. İncelemeler ve ziyaretlerde bulunacağım. MYK’yı Hatay’da toplayacağım. Nasıl size sahip çıktıysak, depremzedelere de deprem bölgesine de sahip çıkıyoruz. Çıkmaya da devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Kepez-Santral Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi Anahtar Teslim Töreni’nde konuşan Özel, “Muhittin Başkan bu süreçten bana daha önce bahsetmişti. Dedi ki, ‘Efendim daha önce 2017 yılında protokolü yapılan, ‘İki yıl içinde evlerin anahtarlarını 2019 seçiminden önce size teslim edeceğiz’ diye söz verdikleri ama iktidara geldiğimizde, belediyeye geldiğimizde gördük ki bir tek çivi çakmadıkları bir kentsel dönüşüm projesi var’. Söz verdiler ve 2019’da yani 30 ay içinde 24 ay artı 6 ay varsa mücbir sebep 30 ayda tüm evleri, 6 bin 417 haneyi vereceklerdi. Bunun 5 bin 73’ü hak sahiplerine aitti ama hiçbirisini vermediler. Öyle bir sözleşme yapmışlar ki insanlara öyle bir cennet vaat etmişler ki, hiç okumadan imza atmış insanlar. Şimdi 750 lira kira yardımıyla, 750 lira taşınma yardımı sözüyle, ‘İki yılda evleri alacaksın’ diyerek kandırılan bu insanlar açıkta kaldılar. 5 bin 73 hak sahibine tek bir anahtar verilmedi. ‘Benim önceliğim bunu hızla tamamlamak’ dedi, bugüne kadar 4 kez anahtar teslim törenleri yaptı. Beşincisine gelmek bana nasip oldu” dedi. Özel şöyle devam etti:
“MUHİTTİN BÖCEK’E EMANETSİNİZ”
“Aldığım bilgilere göre diyeceğim ama bu bilgileri ne belediye başkanım, ne il başkanım ne ilgili iştirakimizin genel müdüründen almadım. Geçtiğimiz günlerde mahallelilerin hakkını savunan bir avukatı sosyal medyada gördüm. Adı Avukat Özge Çisel Çelik. Yine bir öğretmen çocuğu olarak tanıştım. Emekli öğretmen, bu mahallenin yıllarca okul müdürlüğünü yapmış Osman Ertekin. Başkanıma dedim ki ‘Onları görmeden, onlarla konuşmadan anahtar teslimine gitmem’. Çağırdı, bir odada bugün oturduk. ‘Osman Hocam anlat’ dedim, anlattı. ‘Özge Hanım anlat’ dedim, anlattı. Onun üzerine buraya geldim. Dediler ki ‘Şu ana kadar 3 bin 991 tane ev hazır oldu. Teslim edildi. Geriye 1083 tane teslim edilecek ev kalıyor, yılsonuna kadar’. ‘Başkanım’ dedim, ‘Bu evler yılsonuna yetişecek mi?’ Dedi ki ‘Yetişecek’. ‘Osman Hocam yetişir mi’, dedi ‘Yetişir’. ‘Özge Hanım doğru mu’, ‘Olmazsa kısa bir uzatma gerekir ama mağdur etmezler’. Dedim ki ‘Sen bizimkilerden razı mısın’, dediler ki ‘Biz Muhittin Böcek’ten razıyız, tutulmayan sözü tuttu’. Sonra duydum, 750 liraymış kira, 2 yıl da olsa ne ala. Sonra öyle kalmış. Ta 2022 yılında Muhittin Böcek önce 1100, sonra 2 bin 500 ve sonra 4 bin, sonra 5 bin, sonra 10 bin lira yapmış. Evini alamayana, bugün alacaklara bugüne kadar, yılsonunda alacaklara o güne kadar bu kira yardımını, 750 liradan 10 bin liraya çıkarmış. Doğru mu? O zaman bir rakam daha varmış. Bana Osman Hoca dedi. Taşınma yardımı var. Yazdığına göre 750 lira. 2019’da imzayı atmışız. 750 liraya nasıl taşınalım? Bunun için taşınma yardımına da iyileştirme olur mu diye sordular. Soruyorum, olur mu? Kaç olur Başkanım, söyle duysun. Osman Hoca dedi ki ‘Vallahi biz bu kadar iyilik gördük. Ama ne takdir ederseniz. 5 bin olur, 7 bin 500 olur’. Dedi ki ‘Ağanın eli tutulmaz’. Ben mikrofonu ağaya veriyorum, o da söylesin. (10 bin lira) Bu ne bizim taahhüdümüz, ne bizim imzamız. Madem ki bu şehri ona emanet ettiniz, ben de sizleri onlara emanet ediyorum. Sizin her biriniz evinize girene kadar ki son evin anahtarını kim alırsa orada gelip çay içeceğiz. Siz Muhittin Böcek’e emanetsiniz. Hepiniz emin olun bundan.”
“BU İNSANLARI MAĞDUR EDERSENİZ, KARŞINIZDA BENİ BULURSUNUZ”
“Ayrıca yazmışlar 3 cami, 3 hastane, 11 okul, yaşlı evi, spor salonu ve kütüphane. Sanmışlar ki bunları yüklenici firma yapacak. Okulu Milli Eğitim’e yaptırıyorlar, camiyi Diyanet’e yaptırıyorlar, cami kurma vakfı kuruyorlar ama Muhittin Başkan dedi ki ‘Ben şimdiye kadar bir spor salonu yaptım. Yine şimdiye kadar pazaryeri yaptım’. Bundan sonra bu mahallenin neyi eksikse, okulsa okul camiyse cami. Ne eksikse yaparlarsa yaparlar, yapmazlarsa bize emanetsiniz. Bunun sözünü Muhittin Böcek verdi. Hepinize duyuruyorum. Bir sözünüzü duyduk. Site yönetimi ilk imzadan belli. Geliyorsunuz, beş yıl değiştiremiyorsunuz. Gelir gelmez 5 bin lira ayakbastı parası gibi sabit para. Yüzde 80 anlaşmazsa yönetimi değiştiremiyorsunuz. Bu sorunu dikkatle izliyorum. Sözleşmenize baktıracağız. Site yönetimini AK Parti dönemindeki anlaşmadan alanlara diyorum. Bu insanları mağdur ederseniz, karşınızda beni bulursunuz. Bu insanları memnun ederseniz sözleşmeniz devam eder. Nokta. Sakın bu insanlara deli dumrul misali karşılarına kimse dikilmesin.”
“DEPREMZEDELERE DE DEPREM BÖLGESİNE DE BİZ SAHİP ÇIKIYORUZ”
“Şimdi gelelim bu konuyu enine, boyuna konuştuk. Ayrıca bu iktidar Hatay’da depremde yıkılan 10 şehrimizde dünya kadar söz verdi. Aynı bu mahalleye, Kepez’de Santral mahallelerine 2017’de verdikleri söz gibi. Dediler ki ‘Herkese bir yıl içinde ev vereceğiz. Biz bir yıl içinde 650 bin konutu yapıp teslim edeceğiz’. Depremin üzerinden 20 ay geçti. Yani neredeyse iki yıl oluyor. Konutların sadece yüzde 30’unu yaptılar. ‘Bir yılda 650 bin konut’ dediler. 20 ayda 100 bin konut verdiler. Şimdi biri çıkıyor 2026’da, biri çıkıyor 2025 sonunda. Cumhurbaşkanı Yardımcısı çıkıyor 2026’nın ortasında. Görünen o ki daha yıllarca depremzedeler konteynerde, çadırda kalmaya devam edecekler. Bakın devlet sözü verdiler. ‘Bir yılda anahtar teslim’ dediler. 10 depremzededen yedisi iki yıl geliyor hala çadırda ve konteynerde. Yarından sonra buradan selamlarınızı Hatay’a götürüyorum. İki ay Hatay’da arkadaşlarımız çalıştılar. Gidip iki gün orada duracağım. İncelemeler ve ziyaretlerde bulunacağım. MYK’yı Hatay’da toplayacağım. Nasıl size sahip çıktıysak, depremzedelere de deprem bölgesine de sahip çıkıyoruz. Çıkmaya da devam edeceğiz.”
“O DAVA UYUŞTURUCU ÇETELERİYLE SİYASET BAĞLANTISININ DÜĞÜM NOKTASIDIR”
“Dün Ankara’da hepimizin yüreklerini sızlatan bir dava görülmeye devam etti. Sinan Ateş kardeşimiz, siyaseten taban tabana zıttık. Geçmişte bizi çok eleştirmiş. Çok ağır sözler söylemiş. Ama bir gün bir baktık o gencecik akademisyen, iki güzel kız çocuğu, bir gencecik eşi, annesi, babası, kardeşleri gözü yaşlı. Sinan Ateş’in naaşı Ankara’nın orta yerinde kaldı. Bir cuma namazı çıkışında Sinan Ateş’i vurdular. Sonra oracıkta bıraktılar. Ne başsağlığı dilediler. Ne tweet attılar. Ne cenazesine gittiler, ne ailesine taziye verdiler. Orada kaldı. Elbette ülkücüler, arkadaşları, gerçek dostları, MHP’de yüreği buna dayanmayanlar cenazeye de koştular, mahkemeye koştular. Sokaklarda yürüdüler. Biz bu cinayetin üzerinden dünya görüşü ne olursa olsun, içinde insanlık olan, adalet olan, vicdan olan, küçücük çocukların yüzüne bakmaya utanan milyonlar bir sevgi ittifakını oluşturduk. Türkiye’de iyi niyetli, vicdanlı, siyasete vicdanını terk etmemiş olanlar o ailenin arkasında durdular. Dün karar açıklandı. Karar açıklanmadan bir gün önce ben olsun varsın, dört gazeteci ve Sinan Ateş’in ailesi açıkça tehdit edildi ve hedef gösterildi. Dün ablasına Sinan’ı vurdukları yetmezmiş gibi arkadan haince saldırdılar, yakalandılar ve bugün içeriye tıkıldılar. Ama dün mahkeme karar verdi. Tetikçiye, azmettirene, taşıyana, keşif yapana cezaları verdiler. Ama bunların hepsi uyuşturucu çetesiydiler. Kiralanmıştılar. Getirilmiştiler. Ama esas azmettirenleri, hedef gösterenleri, talimat verenleri, finanse edenleri, bu işe devletin polisini karıştıranları, gerçek katilleri görmezden geldiler. Şimdi bir dava daha yürüyor. Bu davadaki torbacılara müebbet verince sanki kamu vicdanı tatmin olmuş diyecekler. O davayı gizli yürütülen soruşturmada sır verip ser vermiyorlar. Sanki orada takipsizlik verecekler. O dava uyuşturucu çeteleriyle siyaset bağlantısının düğüm noktasıdır. O davanın açılması, kabul edilmesi, takipsizlik verilmemesi, adaletin yerine gelmesi, eninde sonunda da siyasi bağlantılara ulaşılması gerekmektedir. Bugün olursa bugün olmazsa milletimiz CHP’ye iktidar verdiği gün, Sinan Ateş davası da bu kamuoyunun içinde yara olarak duran adaletin tecellli etmediği bütün davalar da yeniden açılacak, görülecek. Adalet yerine gelecek ve suçlular hesap verecektir, söz veriyoruz.”
“BİZDEN KÖTÜ YILLIK ENFLASYONU OLAN DÖRT GARİBAN ÜLKE DIŞINDA KİMSE YOK”
“Bugün hep beraber enflasyon rakamlarını bekledik. Gördük. Geçen aydan bu aya enflasyon arttı. Enflasyonun artması demek hayat pahalılığının artması demek. Enflasyonun düşmesi demek fiyatların düşmesi değil çıkış hızının düşmesi demek. Enflasyon geçen ay 52’ydi, bu ay 49. Son bir yıla bakınca bu ayın kendi enflasyonu yine yüzde 3’e yakın. Yani geçen ay 100 lira olan mal bu ay 103 lira olmuş yine. Yani yine hayat pahalanmış. Yıllık enflasyon geçen seneye göre baz etkisiyle 52’den 49’a düştü diye kimse fiyatlar düşüyor gibi algı yaratmasın. Fiyatlar artıyor. Artmaya devam ediyor. Geçen ay 100 lira olan bugün 103 liradan satılıyor. Bu yüzde 3’lük aylık enflasyon. Bu rakam dünyadaki 83 ülkenin yıllık enflasyonunun üzerinde. Dünyada 83 ülkede yıllık enflasyon yüzde 3’ün altında. Türkiye’de aylık enflasyon yüzde 3. Övünmeye, kandırmaya çalışıyorlar. Biz enflasyonda Arjantin’le, Güney Sudan’la, Zimbabve ile aynı seviyedeyiz. Bizden kötü yıllık enflasyonu olan dört gariban ülke dışında kimse yok. Dünyanın geri kalanı bizden iyi. Dünyanın 83 ülkesinde bir yılda olan bizde bir ayda oluyor. Onun için sakın ha sakın enflasyon düşüş eğiliminde, yakında rahatlayacaksınız. Enflasyon sıfır olsa fiyatlar aynı kalıyor. Enflasyon yüzde 49. Geçen sene 100 olan bugün oldu 149 lira demek. Ayrıca TÜİK ne demek, Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumunun baş harfleri. Tayyip’i üzmüyor, sizi üzüyor. Emekliyi üzüyor. Emekçiyi, memuru üzüyor. Çünkü maaşlara TÜİK’e göre zam yapılıyor. Gerçek enflasyon ne kadar. Gerçek enflasyon yüzde 88. Bilim adamlarının araştırdığı enflasyon. Geçen sene 100 lira olan mal, bugün 188 lira. Türkiye’de tek haneli enflasyon hedefi her seferinde daha ileriye kaçıyor. Bunların enflasyonu tek haneye indiremeyecekleri belli. Peki, yok mu bu işin bir çaresi. Elbette hayat pahalılığının da enflasyonun da var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.”
“ARTIK BIÇAĞIN KEMİKTE OLDUĞUNU GÖSTERMEK LAZIM”
“Ekonominin kurtarıcı, dünyada ekonomiyi en iyi bilen, ‘Koş gel bizi kurtar’ dedikleri Mehmet Şimşek, geldi ve enflasyonu düşürmeyi vaat ediyor. Bugün yüzde 49 ile övünüyor. Mehmet Bey geldiğinde kaçtı, gören de sanır ki yüzde 80’di. Mehmet Şimşek göreve geldiğinde yüzde 38’di. Algılara kimse kanmasın. Mehmet Bey geldiğinde 38’di. Tırmandı çıktı. Şimdi yaz ve baz etkisiyle düşen enflasyon rakamını 49 gösterip, başarı gösteriyorlar. Mehmet Şimşek’in geldiği günden 11 puan ilerideyiz. Türk İş’e bağlı işçiler Hazine Bakanlığı’nın önüne gittiler, aylar önce söylediğimiz, mitinglerde haykırdığımız gibi haykırdılar. ‘Geçinemiyoruz’ dediler. Türk İş uzun süre sonra ilk kez sokaktadır. Çıkmadıklarında eleştirdim. Ama şimdi ‘Geçinemiyoruz’ diyerek bakanlığa dayanan Türk İş emekçilerine sesleniyorum. Haklısınız. Yanınızdayız. Arkanızdayız. Hakkınızı söke söke alacaksınız. Biz de aslanlar gibi arkanızda duracağız. Bugünkü enflasyonla asgari ücret 9 ayda tam 5 bin 600 lira eridi. Yani 17 bin 2 lira verilen asgari ücretten, 9 ayda 5 bin 600 lira uçtu gitti. Emekli maaşı 9 ayda 4 bin 100 lira eridi. 12 bin 500 liralık emekli maaşı yılbaşında 10 bindi, temmuzda 12 bin 500 lira oldu ama 4 bin 100 lira uçtu ve gitti. Yani bugünün 12 bin 500 lirası ocak ayının 8 bin 400 lirası. Ocak ayında az bulduğumuz, isyan ettiğimiz 10 bin lira o günkü para ile bugün 8 bin 400 lira artık. Bunu görmek ve bundan sonra ‘Ekonomik programımı işliyor’ diyenlere artık bıçağın kemikte olduğunu göstermek lazım.”
“HERKES PERİŞAN, BIÇAK KEMİKTE”
“31 Mart’ta seçimleri kazanmadan önce dedim ki ‘Biz Türkiye’yiz. İttifak kurmak istedik, kuramadık. Cumhur İttifakı ile anlaşmamız mümkün değil. Gelin Türkiye İttifakı’nı kuralım’ dedik. Ay yıldızlı al bayrağın renkleriyle, kırmızı ve beyaz renklerle Türkiye İttifakı’nı kurduk. Bütün sosyal demokratların yanına milliyetçi demokratları, muhafazakar demokratları, Kürt demokratları davet ettik. Dedik ki ‘Gelin hep birlikte olalım. Bu ülkeyle, vatanla, milletle, bayrakla sorunu olmayan Türkiye İttifakı’na koşsun’ dedik. Sağ olsunlar, geldiler. O gün MHP ve AKP’lileri davet ettik. Dedik ki ‘Bu bir yerel seçim. Siz hükümete sarı kart gösterin. Deyin ki ben senden rahatsızım’. Sağ olsunlar yaptılar. Ben de dedim ki ‘Bu seçim sonucunu araçsallaştırarak, bahane ederek, erken seçim demeyeceğim. Ama yeter ki sizin sesinizi duysunlar, emekliye, emekçiye, çiftçiye, narenciye üreticisine, arı üreticisine sahip çıksınlar’. Dedik ki ‘Turizmciye sahip çıksınlar’. Yapmadılar. ‘10 bin liralık emekli maaşını asgari ücret yap’ dedik, şaka yapar gibi 12 bin lira yaptılar. 10 bin lira ocakta 25 kilo dana kıyma alıyordu. Şimdi 12 bin lira 20 kilo dana kıyma alamıyor. Asgari ücrete zam yapmadılar. Bütün tarım fiyatlarını, ürün fiyatlarını düşük açıkladılar. Ama fasulyeyi Burdur’da tarlada 8 liraya aldılar, Antalya’da 80 liraya sattırdılar. Narenciyeyi dalında bıraktılar ama vatandaşın da filesini pahalıya doldurttular. Öyle olunca dedik ki ‘Geçim olmazsa seçim olur’. Ben gittiğim her yerde soruyorum. ‘Geçinebiliyor musunuz’ diye. Bugün ses Türk İş’ten gelmiş, ‘Geçinemiyoruz’ diye. Emekliler, emekçiler yoksul. Köylü yoksul, çiftçi yoksul, hayvancı yoksul, esnaf yoksul. Herkes perişan, bıçak kemikte. Öyle olunca bundan sonra madem geçim olmuyorsa, bundan sonra seçim olur.”
“ONLARLA OTURUP ANAYASA KONUŞMAYA DEĞİL SİZLERLE KURTULUŞU KONUŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR”
“Bugün Erdoğan ve Bahçeli, oturdular. 42 dakika konuştular. Ne konuştular bilmiyorum, konuşmak iyidir. Görüşmek iyidir. Sonra deniyor ki ‘Gelecekler anayasa yapalım’ diyecekler. Onlara cevabımı buradan bir kez daha söylüyorum. Anayasa yapılacaksa her doğan için yapılır, Erdoğan için yapılmaz. Anayasa yapılacaksa önce mevcut anayasaya uyularak yapılır. Hatay’ın seçtiği milletvekili hapiste. Gezi davasındaki masumlar hapiste. AİHM kararları uygulanmıyor. Anayasayı alt düzey mahkemeleri bile takmıyorken, her gün anayasa Cumhurbaşkanı ve AKP’liler tarafından çiğneniyorken, anayasal barınma hakkınız sekiz yıldır elinizden alınmışken, anayasaya göre en iyi eğitim, sağlık hakkı evlatlarınızdan alınmışken, anayasaya göre aldığınız maaşla kira ödesen aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Barınma ve beslenme hakkı ihlal ediliyorken onlarla oturup anayasa konuşmaya değil sizlerle birlikte kurtuluşu konuşmaya ihtiyacımız var. Herkes bilsin ki her derdin var bir çaresi onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.”
“KİMSE UNUTMASIN Kİ TÜRKİYE’DE KİMSEYİ ZENGİNLERE EZDİRMEYİZ”
“Hepinizi en kısa zamanda yapılacak ilk seçimle halkın iktidarı kurulduğunda nasıl bugün onların tutmadığı sözleri CHP tutuyorsa, Muhittin Böcek tutuyorsa, size yapılan tüm kötülükleri telafi etmeye, maaşları ve yaşam koşullarını düzeltmeye, alım gücünü artırmaya ve bu ülkeyi zengin, müreffeh ve güçlü bir ülke yapmaya ant içtik. Kim olarak Cumhuriyet’in, Türkiye’nin birinci partisi olarak. Kim kurdu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi olarak söz veriyoruz ki ikinci yüzyılda da yüzlerinizi güldüreceğiz. Sizden başka derdimiz yok. Kendimize dair hesabımız yok ama emin olun ki Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıl önce nasıl kurtardıysa, yine kurtaracak. Nasıl fabrikalar kurdu ve iş buldu. Yine bulacak. Nasıl yoksulluğu durdurdu, ülkedeki herkesin karnını doyurdu, yine doyuracak. Ülkedeki her derdin var bir çaresi onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Evleriniz hayırlı ve uğurlu olsun. İyi günlerde oturun. Son ev teslim olduğunda o eve çay içmeye, sizinle sohbet etmeye geleceğim. Sizi burada yaşanan tüm zorlukları bir şekilde çözeceğiz. Taşınma parasını az önce artırdı. O işi halledeceğiz. Sizi ezmeye kalkan yönetim olursa karşısına dikileceğiz. Siz kimsesiz değilsiniz. Sahipsiz değilsiniz. Kimse unutmasın ki Türkiye’de kimseyi zenginlere ezdirmeyiz. Yukarılardan bakıp da sizi karınca gibi görmesinler. Karıncanın kardeşi var o da CHP’dir.”