Özel IŞİD’e Para Gönderilmesine “Sırrın İfşası” Sebebiyle Cevap Verilmemesini Sordu
Nisan 14, 2016CHP Grup Toplantısını Çocuklar Yönetti-25.04.2016/ Manisa Denge Gazetesi
Nisan 25, 2016Özel, Ergenekon Davalarında Yaşanan Hukuksuzlukların Belirlenebilmesi İçin Araştırma Önergesi Verdi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Ergenekon Davası kararının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21.4.2016 tarihinde kararı usul ve esas yönünden bozmuştur. Bu süreçte bir çok insanımız yaşamını yitirdiği, onurlarıyla oynandığı, yıllarca cezaevlerinde tutulduğu, sağlığını, işini ve aşını kaybettiği için Ergenekon Davalarında yaşanan ve yaşatılan hukuksuzluklarda doğrudan ve dolaylı sorumluluğu bulunanları tespit etmek amacıyla Anayasanın 98., İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca aşağıdaki gerekçeyle Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederim.
Özgür ÖZEL
Manisa Milletvekili
CHP Grup Başkan Vekili
GEREKÇE
12 Haziran 2007’de Ümraniye’deki bir gecekonduda ele geçirildiği iddia edilen 27 el bombasıyla başlatılan ve hazırlanan idianameyle 25 Temmuz 2008’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan; süreç içinde diğer 23 davayla birleştirilen 275 sanıklı Ergenekon Davası, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Ağustos 2013’de karara bağlanmış ve sanıklara ceza yağdırılmıştır.
Mahkeme’nin 15 günlük yasal süre içinde gerekçeli kararı yazmaması nedeniyle sanıkların Yargıtay’a temyiz talebinde bulunamamaları ve tahliye taleplerini de reddetmesi sonucu Sayın İlker Başbuğ’un başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı vererek, dosyayı Mahkemesine göndermiştir. Özel Yetkili Mahkemeler kapatıldığı için Sayın Başbuğ’un tutukluluğa itiraz kararını görüşen İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararı verince, tüm sanıklar tahliye talebinde bulunmuşlar ve başvuruyu değerlendiren İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi tüm sanıkların tahliyesine karar vermiştir.
Davanın açılmasından 8 ve kararın verilmesinden 3 yıl sonra temyiz incelemesini yapabilen Yargıtay 16. Ceza Dairesi 21.4.2016 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını; askeri mahaller ile avukat büro ve evlerinde usule aykırı arama yapılması, aramalarda ele geçen dijitallerin imajlarının ve hash değerlerinin mahallerinde alınmaması ve bir kopyasının sanıklara verilmemesi, irtibat kurulmadan davaların birleştirilmesi, Devlet sırrı denilen delilleri polis ve savcıların incelemesi, sanık ve avukatların savunmalarına süre sınırı konulması, hazır bulunan tanıkların dinlenmemesi, aynı kişinin hem sanık, hem tanık ve hem de gizli tanık yapılması, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesi eylemlerinin Ergenekon Davasına eklenmesi gibi usule ilişkin; Devletin dış ve iç güvenlik ile istihbarat örgütleri Ergenekon örgütü yok derken, örgütün varlığı, ne zaman nerede kim tarafından kurulduğu, liderinin kim olduğu ve nasıl üye olunduğu delilleriyle ortaya konmadan, Ergenekon terör örgütünün varlığının kabul edilmesi gibi esasa ilişkin gerekçelerle bozmuştur.
Bu süre içinde Yarbay Ali Tatar, E. Albay Aldülkerim Kırca ve Kurmay Albay Berk Erdem suçlamaları onurlarına yediremeyerek intihar ettiler; Ergenekon örgütünün finansörü olduğu iddia edilen Kuddisi Okkır cezaevinde yakalandığı kanser hastalığında ölüme terk edildi; Mehmet Koral cezaevindeyken beyin kanamasından hayatını kaybetti; Türkay Saylan 18 Mayıs 2009’da, İlhan Selçuk 6 Haziran 2010’da, Uçkun Geray 30 Ocak 2009’da, Engin Aydın 21 Mayıs 2010’da, Hüseyin Görüm 20 Mart 2015’de yaşamlarını kaybetti; cezaevindeyken Doğan Yurdakul eşini, Fatih Hilmioğlu ile Mustafa Dönmez oğlunu, Mehmet Haberal, Hasan Iğsız, İsmail Hakkı Pekin ve Dursun Çiçek annelerini kaybetti. Ordu’da diğer “Kumpas Davaları”nda olduğu gibi Teğmeninden Orgeneraline büyük bir tasfiye yaşandı; kişiler işsiz, aileleri gelirsiz kaldı; kişilere akıl almaz suçlamalar yöneltilerek haysiyetleriyle oynandı; gazetelerde, televizyonlarda, kürsülerde ve meydanlarda en ağır hakaretlere uğradılar ve toplumsal linçe tabi tutuldular; bu haysiyetsiz saldırılara karşı sesini çıkarmak isteyenler “Ergenekon”cu olmakla itham edilerek susturuldular.
Ergenekon Davasında hukuk, siyasi ve bürokratik güç, toplumsal statü, gazete, dergi, televizyon, elektronik medya, kürsü ve meydanlar kullanılarak sanıklara, ailelerine, müvekkillerine, Anayasal kurumlarımıza, toplumumuza ve demokrasimize telafisi mümkün olmayan ve ülkemizi rejim sorununa taşıyan zarar ve ziyanlar verildiği kimsenin inkâr edemeyeceği tarihsel bir gerçektir.
Bu zarar ve ziyanların verilmesinde doğrudan veya dolaylı olarak sorumluluğu olanların tespiti amacıyla Anayasanın 98., İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılması gerekir.