Avşa’da Yurttaşlarımızla Bir Araya Geldik… Özgür Özel: “Mafyanın Dönemi Bitecek, Halkın Dönemi Başlayacak”
Eylül 17, 202449’uncu Kent Lokantamızı Bandırma’da Açtık… Özgür Özel: “Tüm Kent Lokantalarında Askıda Yemek Uygulaması Başlayacak”
Eylül 17, 2024Erdek’te Yurttaşlarımızla Buluştuk… Özgür Özel: “Ders Zili Çaldı Ama Çok Sayıda Öğrencinin Karnı Zil Çalıyor”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, yeni eğitim-öğretim yılının başlaması ile birlikte çocuk yoksulluğunun bir sorun olarak yeniden ortaya çıktığını vurgulayarak, “Okullar açıldı, ders zili öğrenciye çaldı ama çok sayıda öğrencinin karnı zil çalıyor. Ve veliye bu ders zili dertli dertli çalıyor. OECD Raporuna göre yurttaşlarımızın evlatlarının aldığı eğitimden memnuniyet oranı sadece yüzde 21” dedi. Özel, “Çok sayıda belediyemiz, çocuklara beslenme çantası yardımı yapıyor. Belediyelerimize verdiğimiz bir talimatı, bugün buradan tekrar etmek istiyorum. Gücü nispetinde, imkanları oranında, gerekirse imeceye, milletin katılımına başvurarak okula aç giden, çantası boş giden her öğrencinin elinden belediye başkanlarımız tutuyor, tutmayanlar da tutacak, çocuk okulda aç kalmayacak” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Balıkesir’in Erdek ilçesinde vatandaşlara seslendi. Özel, “Öncelikle bugün üçüncü kez, hatta bugünü dünden ayrı sayarsak dördüncü kez Balıkesir programı yapıyoruz. Günün ortasında bu kadar büyük bir kalabalıkla, bu kadar coşkulu bir karşılama ile bizi karşıladığınız için teşekkür ediyorum. Bu seçimlerde Burhan Başkan, Erdek’te aldığı yüzde 62,30’luk oy oranıyla Türkiye’de en yüksek oy alan üçüncü ilçemiz oldu. Hepinizi kutluyorum. Tebrik ediyorum. Kendisini tebrik ediyorum. Bir başına olmuyor, Burhan Başkanın şahsında bütün belediye meclis üyelerimizi, seçilen ve seçilmeyen. Ayrıca göreve geldiler, hangi partiden olursa olsun belediye meclis üyelerini kutlarım. Hayırlı başarılar. İyi hizmet etmelerini ümit ederim. Ama başarımızda Burhan Başkanın adaylığı kıymetli. Belediye meclis üyelerimizin adaylıkları kıymetli. Kadın ilçe başkanımız Hale Tuna ve yönetim kurulunun emekleri kıymetli. Siyaset bir hedef işi. Bugünden geriye gidecek halimiz yok. Oyumuzun az olduğu yerde artırmayı hedeflerken, burada da bundan sonra hedefimiz her dört kişiden üçünün oyunu almaktır. Belediye başkanımın önündeki hedef odur, partinin önündeki hedef odur. Genel seçimlerde yüzde 75 oy bekliyoruz” dedi. Özel, şunları söyledi:
“OMUZ OMUZA TÜM HİZMETLERİ YERİNE GETİRECEKLER”
“AK Parti’den 30 puan fazla oy aldığımız başarılı bir sürecin sonunda sevgili Burhan Başkan belediye başkanı oldu. Kampanyada çok önemli sözler verdi. Geçmişte belediye bizde olduğu halde yapamadıklarımız vardı. Niye? Çünkü büyükşehir belediyesi AK Parti’deydi, ayrımcılık yapıyorlardı. Erdek’in taleplerini geride bırakıyorlardı. Bundan sonra böyle bir ayrımcılık yok. Kimsenin mazereti yok. Ahmet Akın ile Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımızla Erdek Belediye Başkanımız Burhan Karışık, el ele, omuz omuza tüm hizmetleri tam olarak yerine getirecekler. Daha bu sene temeli atılan 1600 metrekare kapalı alana sahip Mürüfe Çağlayan Kültür Merkezini hızla tamamladılar. 29 Ekim’de açacaksınız. Şimdiden kutlu olsun, tebrik ediyorum. Yapmayan, mazeret uyduran AK Parti’nin belediyelerine örnek olsun. Hayvan barınağı projesi tamamlandı. Temeli atılıyor. 60’a yakın sosyal konut var. Bizim tek başına geçimini sağlayamayan aileleri misafir ettiğimiz konutlar. O konutlardaki ailelerin ihtiyaçları eksiksiz karşılanıyor. İhtiyaç sahibi ailelere alışveriş kartıyla, yani öyle yoksulluklarını yüzüne vurarak değil. Efendim, fasulye arabasını, kömür arabasını, buğday ve makarna arabasını sokağa çekip, AK Parti’nin mahalle başkanını çağırıp, hangi evlere gideceğiz diye siyasi ayrım yaparak değil, gelir durumu düşük tespit edilen herkese bir kart vererek ve o karttan sanki kredi kartıyla alışveriş yapıyormuş gibi, alışveriş yapmalarına, yoksulluklarının teşhir edilmemesine katkı sağlayarak sosyal yardımları yapıyorlar. Bu çağdaş davranış için teşekkür ediyorum.”
“BUNDAN SONRA ARKANIZDA OLACAK”
“İhtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının okul masrafları belediyemiz tarafından karşılanıyor. Yeni bebek sahibi olan ailelere hoş geldin bebek paketiyle ziyarete gidiliyor, çocuklar görülüyor, takip ediliyor. Sahil ve Ocaklar Mahallesinde asfalt kaplama çalışmaları yapıldı. Tatlısu, Karşıyaka, Ballıpınar, Narlı, Doğanlar, Atatürk, Alaettin Mahallesi, Paşalimanı, Balıklı, Harmanlı mahallelerinde taş yol kaplama çalışmaları gerçekleştirildi. Bu işi yapan bu aslan başkana yürekten alkış istiyorum. Seçimden önce sitelere, şehre söz verilen kamelyaları, bankları teslim etti. Bundan sonra da kapı açık. Kimin ne ihtiyacı varsa, buraya gelecek, belediye başkanına, ‘Genel Başkanın selamı var’ diyecek. Beni kırmadığı gibi sizi de kırmıyor. Her türlü ihtiyacınızda yanınızda, arkanızda olacak bundan sonra.”
“KAVGA ETMEYECEĞİZ”
“Yarın ilk kurşunun atıldığı Balıkesir’de son kurşunun atılışı kutlanacak. 9 Eylül’de İzmir kurtulmuştu, 18 Eylül’de Erdek’in kurtuluşu ile birlikte bundan sonra kurtuluş günleri bu yıl için tamamlanıyor. Milli Mücadelede canını ortaya koyanlara, canını verenlere, gazi olanlara, her birisine ayrı ayrı minnetlerimizi Allah’tan rahmet dileyerek bir kez daha anıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve askerlerine bin selam olsun. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak biliyorsunuz, 31 Mart seçimlerine giderken şöyle bir şey söyledik, ‘Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yarattığı herhangi bir gündemin peşine takılıp sürüklenmeyeceğiz. Onlar kavga çıkartmak istiyorlar, kavga etmeyeceğiz. Onlarla polemiğe girip esas meselelerin konuşulmamasına izin vermeyeceğiz.’ 105 miting yaptık, 105 mitingde emeklinin sorununu konuştuk. O gün için 10 bin TL olan emekli maaşının asgari ücrete çıkarılma zaruretini konuştuk. O maaşın Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde bir buçuk asgari ücret olduğunu yani hiç karışmasa şu anda 26 bin TL olması gerektiğini anlattık. Dedik ki, ‘17 bin TL asgari ücretle geçim olmaz. 17 bin lirayla ev tutsa aç kalır, karnını doyursa sokakta kalır.’ Çiftçinin, Atatürk’ün ‘Milletin efendisi’ dediği, son cumhurbaşkanının ‘Al ananı da git’ dediği çiftçinin derdiyle dertlendik. Esnafın sorununu konuştuk, gelecekten ümidi kalmayan gençlerin sorunlarını konuştuk.”
“BU İTTİFAK KAZANDI”
“Bir de belediye başkanlarımızın meziyetlerini anlattık. Temiz, dürüst, çalışkan belediyecilik yapacaklarını, şeffaf olacaklarını, insan ayırmayacaklarını anlattık. ‘AK Parti‘ye karşı yalnız kalmayın. Gelin, ittifak yapalım’ dedik. Ama kimseye hak ettiğinden fazlasını vermedik, teklif etmedik ve sonunda milletimize güvendik. Dedik ki ‘İttifakımızın adı Türkiye İttifakıdır. Rengi, ay yıldızlı al bayrağın renkleri kırmızıyla beyazdır. İçinde sosyal demokrat da vardır muhafazakar demokrat da. Milliyetçi demokrat da vardır Kürt demokrat da.’ Ama ‘Yeter ki’ dedik, ‘Vatana, millete bağlı; bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne saygılı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk sevgisi yüreğinde olsun’ dedik. İşte bu ittifak, 31 Mart seçimlerini kazandı. Şimdi yine ittifakımız bundan sonraki süreçte birliğine temel yaklaşımına devam ediyor. Halkın derdi neyse onunla dertleniyoruz, halkın umudu neyse o umudu dillendiriyoruz. Gerçek olmayan, sahte gündemlerin peşine takılmıyoruz.”
“KALİTELİ EĞİTİM SINIFSAL BİR MESELE OLDU”
“Şimdi Türkiye’nin gündemi; okullar açıldı. Çocukların okula başlama maliyetleri, okuldaki karnı aç olan çocukların derdi, beslenme çantası boş olan çocukların sıkıntıları. Okullar açıldı, ders zili öğrenciye çaldı ama çok sayıda öğrencinin karnı zil çalıyor. Ve veliye bu ders zili dertli dertli çalıyor. OECD Raporuna göre yurttaşlarımızın evlatlarının aldığı eğitimden memnuniyet oranı sadece yüzde 21. Bunun içine oldukça iyi okullara gidenler, servisle gidenler, okuldan memnun olanlar, en iyi eğitim alanlar da dahil. Yani yoksulun, garibanın çocuğunun okulda aldığı eğitimden memnun olan yok. AK Partili kadın seçmen bile yüzde 17, ‘Eğitimden memnunum’ diyor. Böyle bir sıkıntıyla karşı karşıyayız. Eğitimin kalite güvencesi yok, özel okulların oranı yüzde 20’ye dayandı. Yıllık ücretleri 200 bin liradan başlıyor, 1 milyon liraya kadar gidiyor. Yani imkanı olanın çocuğunu götürdüğü okulun bir yıllık parası üç tane işçinin 25 yıl, 30 yıl, 40 yıl çalışıp emekli olunca aldığı kıdem tazminatından fazla. Üç işçi, üç gariban işçi, üç asgari ücretli, 30’ardan 90 yıl neredeyse 100 yıl çalışıyor bir çocuğun bir senelik okul parasını karşılayamıyor. Böyle bir düzene lanet olsun. Bu düzeni kuranlara yazıklar olsun. Artık kaliteli eğitime ulaşmak sınıfsal meseleye dönüşmüş durumda. Eğer durumun iyiyse her şey mümkün, durumun kötüyse o vakitten sonra artık Allah senin de evladının da yardımcısı olsun. Türkiye’de her üç öğrenciden bir tanesi sabah kahvaltı yapmadan, karnını doyurmadan okula gidiyor. Her beş öğrenciden bir tanesi beş gün boyunca okulda boğazından sudan başka bir şey geçmiyor. Yani bir tost, bir ayran yemeden, bir gofret yemeden, canının çektiği bir gazozu, bir kolayı içmeden, bir böreğin yanında bir ayran içmeden beş gün geçiyor. Orada hiçbir şey yokmuş gibi hiçbirimiz davranamayız. Bunu görmek, bunu konuşmak, buna itiraz etmek yerel yönetimler düzeyinde buna çareler üretmek durumundayız.”
“SANDIK GELECEK”
“Bakın geçtiğimiz yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi seçim beyannamesinde, ‘Her çocuğa okulda üç kap sıcak yemek’ demişti. ‘Biz de yapacağız’ dediler. Seçim bitti, çevirdiler. ‘Okul öncesine vereceğiz’ dediler, onu da bir yıl bile olmadı, geçen sene eylül ayında uygulamadan kaldırdılar. Tüm okullarda bir öğün sıcak yemek, tüm öğrencilerin en temel besinlere ulaşmasına, ihtiyaç duyduğu dengeli beslenmeye, bir öğününde olsun devletin katkı sağlamasını olanaklı tanıyacak çağdaş bir yaklaşımdır. Bunu hayata geçirmek isteyen belediyelerimizi okul bahçelerine sokmayanlar, hareketli aracımızı okula yaklaştırmayanlar milletle aramıza girdiklerini sanıyorlarsa evet, belki bunu bir süreliğine başarabilirler. Daha bir yıl başarabilirler. Sandık gelecek, Cumhuriyet Halk Partisi bu millete nasıl hizmet ediyor, herkes görecek. Çok sayıda belediyemiz, çocuklara beslenme çantası yardımı yapıyor. Belediyelerimize verdiğimiz bir talimatı, bugün buradan tekrar etmek istiyorum. Gücü nispetinde, imkanları oranında, gerekirse imeceye, milletin katılımına başvurarak okula aç giden, çantası boş giden her öğrencinin elinden belediye başkanlarımız tutuyor, tutmayanlar da tutacak, çocuk okulda aç kalmayacak. Maalesef ülkemiz gelir adaletsizliğinde Avrupa’nın en kötü durumda olan ülkesi. Zengin yüzde 20, toplam varlıkların yüzde 81’ine sahip, en yoksul yüzde 20 ise yüzde 0,5’ine. Yani toplumun en iyi yüzde 20’si ile en kötü yüzde 20’si arasında 160 kat fark var. Buna müdahale etmek, sosyal demokratların boynunun borcudur. Biraz önce söyledim. Emekli 22 yıl önce bir buçuk asgari ücret alırken bugün 0.7 asgari ücret alıyor. Ve asgari ücretin zam almamış emekli maaşının zam almış olmasına rağmen. 10 bin liralık en düşük emekli maaşı ocak ayında eleştirdiğimiz o maaş 25 kilo dana kıyma alırken şu andaki 12 bin 500 lira, 20 kilo 500 gram dana kıyma alabiliyor. Yani orada bile büyük bir geriye gidiş var. 22 yıl önce sekiz çeyrek altın alan emekli maaşı, bugün üç çeyrek altın alıyor. Bu hesabı hangi alanda yaparsanız yapın memleketin durumu perişan. Yüksek enflasyon, en çok maaşlı çalışanlara kaybettiriyor. Biz bunu değiştireceğimizi, vergide adalet getireceğimizi, İstanbul’dan Ankara’ya kadar vergide adalet için yürüyen emekçilerle, DİSK’in yönetimiyle birlikte her şehirde yürüdük, her ilçede yürüdük, Ankara’da yürüdük. Bir büyük miting yaptık. Her geçen gün vergi diliminin artıp, maaşların azaldığı bu düzeni değiştirmek gerektiğini ifade ettik. Seslerini duymadılar. Biz duyurduk, dinlemediler. Bundan sonra kimseye, kimsenin sesini duyurmak gibi bir derdimiz yok. O muhalefette kaldı. O CHP muhalefetteykendi. Şimdi 31 Mart sonrası CHP milletimizin oylarıyla yerel yönetimlerde iktidardadır. Türkiye’nin birinci partisidir. Ses duyurmak, uyarmak için hepsini yaptık. Dinleselerdi keşke. Ama ne emekliyi duydular, ne asgari ücretliyi duydular, ne Rize’deki çay üreticisini, ne Manisa’daki üzüm üreticisini, ne Gaziantep’teki fıstıkçıyı, ne Trakya’daki buğday üreticisini, ne Adana’da Çukurova’daki pamuk üreticisini, ne Antalya’daki, Mersin’deki narenciye üreticisini duydular. Dinlemediler.”
“DAHA KALABALIK OLMALIYIZ”
“Borç batağındaki esnafın, Esnaf Kefalet Kredi’den çektiği faizi, çekildiği günün iki katına çıkardılar. Gençlerimizin umutlarını kırdılar. Bu yüzden bu ülkede geçim yok. Geçim var mı? Peki AK Partililer, siz burada AK Parti milletvekili görüyor musunuz? Erdek’e geliyorlar mı? İnsan içine çıkabiliyorlar mı? Enflasyonu düşürebiliyorlar mı? Hayat pahalılığını durdurabiliyorlar mı? Bundan pazarda, sokakta var mı? Tarlada var mı? Fabrikada var mı? Madem sizin yanınıza gelmiyorlar, seçim sandığına gelecekler. Geçim yoksa, seçim var arkadaşlar. Buradan bir kez daha Türkiye İttifakının bütün bileşenlerine sesleniyorum. Sosyal demokratlar, muhafazakar demokratlar, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar; hepimiz yoksullaşıyoruz, hiçbirimiz çocuğumuzun aldığı eğitimden hiç memnun değiliz, her geçen gün hayat daha kötüye gidiyor. Bunun yolu 31 Mart’taki gibi kol kola girmekten, omuz omuza durmaktan, bir arada sesimizi yükseltmekten, birlikte davranmaktan geçiyor. Bundan sonra biriz ve birlikteyiz. Ayrılmayız, hiçbir tarafa dağılmayız ama daha kalabalık olmalıyız. Onun için yeni gelen ya da yıllardır bizimle birlikte olan herkese diyorum ki, ‘Bir kişiyi de siz ikna edin. Bu yokluğu, bu yoksulluğu, bu haksızlık ve adaletsizlikleri, bu eşitsizlikleri siz anlatın.’ Deyin ki, ‘Ben 31 Mart’ta verdim ve pişman değilim. Eskiden oy veriyordum, sonra ‘elim kırılsın’ diyordum. Şimdi oy verdim ve pişman olmadım. Bundan sonra da olmayız.’ Birileri açlık, yoksulluk, işsizlik ve güvencesizliği göstermemek için korkunun siyasetini yapıyorlar. Diyorlar ki, ‘Aman ha onlara oy verme, onlara oy verirsen vatanı böldürecekler, onlara oy verirsen ezanı susturacaklar, onlara oy verirsen bayrağı indirecekler. Cümle alem gördü ki CHP’deki hiç kimse ama hiç kimse, ne bayrağın inmesine… İndirmişlerdi, bizimkiler canını ortaya koydular ve o bayrağı önce İzmir’de bütün Türkiye’de göndere çektiler. Böldürmüşlerdi, yedi ülkenin orduları işgal etmişti. Türkiye İttifakının ve bu ittifaka katılacak Türkiye Cumhuriyetinin değerli mensuplarının dedeleri, Çanakkale Conkbayırı’nda, Sakarya Dumlupınar’da, bütün Ege’de, Kahramanmaraş’ta ve bütün Türkiye’de koyun koyuna kefensiz yatıyorlar.”
“ONLARINKİ ÇIKAR İTTİFAKIDIR”
“Bu ülkeyi bir gün birisi bölmeye kalkarsa, bu şanlı bayrağı indirmeye kalkarsa, mukaddes ezanları durdurmaya kalkarsa, işine gelince milliyetçi, işine gelince muhafazakar, işine gelince vatansever olanlar değil yıllardır muhalefette olsa da bu bayraktan, bu ezandan, bu ülkenin birliğinden taviz vermeyenler bu ülkeyi kurtaracaklar. O yüzden biz kimle kol kola girdiğimizi biliyoruz. Tek başımıza girdik, Türkiye İttifakı ile girdik. Bir kolumuzda İYİ Parti’ye geçmişte oy veren Ayşe Abla vardı. Bir kolumuzda geçmişte AK Parti’ye oy veren Memduh Amca vardı. Bir kolumuzda MHP’ye oy veren Asena kızımız vardı. Bir başka kolumuzda, ‘Bu sene bizimkiler kazanamayacak, namuslu ve dürüst biri gelsin’ diyen Saadetli Kübra vardı. Biz Türkiye İttifakında kol kola girdik. Birbirimize güvendik. Hep birlikte başardık. Şimdi bu konjonktür iktidarını, bir koluna Milliyetçi Hareket Partisi’ni almış, öbür koluna gitmiş, geçmişin Hizbullahçılarını, HÜDA-PAR’cılarını takmış. Anayasa’nın ilk dört maddesini tartışmaya açan, bayrağı tartışanları, İstiklal Marşı’nı tartışanları, demokratik, laik hukuk devletini tartışanları, Anıtkabir oradadır başkentin Ankara olmasını tartışanları kollarına almışlar. Bir tek meseleleri var. Onlar çıkar ittifakıdır. Onlar iktidarda kalmak için bir gün teröristlerle, bölücü örgütle pazarlık ederler, öbür gün döner Bahçeli ile birlikte ülkücü olurlar. Bir gün bayrağı indirecek diye CHP’ye saldırırlar, öbür gün bayrak düşmanı HÜDA-PAR ile kan kardeşi olurlar. Bu mürailere karşı Türkiye Cumhuriyetini biz kurduk, biz savunduk ve biz koruyacağız. Onun için safları sıklaştırın, omuz omuza verin, kol kola girin, Türkiye İttifakını büyütün. Türkiye İttifakı 100 yıl önce bu ülkeyi işgalden kurtaranların, bayrağı yeniden göndere çekenlerin, durmuş ezanları yeniden okutturanların, milletin inancına da saygılı, yaşam biçimine de saygılı olanların, kimsenin en örtünmesine ne içkisine karışanların, özgürlükleri savunanların ittifakı, Türkiye İttifakıdır. Geçmişte 100 yıl önce başardık, yine başaracağız. Biz kazandık, biz kazanacağız. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”