CHP Lideri Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanlarını Ağırladı: “Karşılıklı Görüş Alışverişi Fırsatı Yakaladık”
Mayıs 3, 2024CHP Lideri Özgür Özel, ‘Üç Fidan’ı Mezarı Başında Andı: “Denizler Anayasal Düzeni Savunuyordu”
Mayıs 6, 2024Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş’ı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde ziyaret etti. Özel, “Karneye de 5 yılın sonunda 5 pekiyi, aferin aldı. Mansur Yavaş’ın elde ettiği başarı şüphesiz tek başına elde edilmiş bir başarı değildir. Biz bu takımın kaptanına da ilçe belediyelerindeki kaptanlarımıza da başkanlarımıza da sonuna kadar güveniyoruz. Her birisiyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş’ı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde ziyaret etti. Özel, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“EN GÜÇLÜ OLANIN EN MÜTEVAZI OLDUĞUNU MİLLET BİLİYOR, ÖDÜLLENDİRİYOR”
“Bugün ABB’deyiz. Sayın Mansur Yavaş’ı tebrik etmeye ve yeni dönemi için hayırlı olsun dileklerimi iletmeye geldim. Kendisi bizi belediye başkanlarımız ve belediye meclis üyelerimizle karşıladılar. Ben kendisine yaptığım ziyarette Mansur Başkan bana Ankara’nın beş beyazını temsil eden çok güzel bir hediye verdi. Bu ABB’nin ikinci dönem mazbatasının sembolü olarak kendisine çok teşekkür ediyorum. Biz de kendisine hem Atatürkçü Düşünce Derneği’ne hem de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne kız öğrencilerin bursları için bağış yaparak, kendisine çiçek getirmek ya da bir hediye sunmak yerine diğer belediye başkanlarımıza da yapacağımız gibi onun adına bağış yaptık. Onu sunduk. Burası ABB, burası Türkiye’nin başkenti, bu belediye tasarrufun başkenti. Önümüzdeki günlerde bütün belediyelere göndereceğimiz tasarruf genelgesi titizlikle hazırlanıyor. Bundan bilgi sahibisiniz. Tasarruf nedir, israf nedir diye tartışan, israf nedir diye bakacaklarsa yedi kere tasarruf genelgesi çıkarıp, uymayıp sekizincisini hazırlayanlara baksınlar. Tasarruf nedir diye bakacaklarsa başta ABB olmak üzere tüm büyükşehir belediyelerimize, yönettiğimiz belediyelere baksınlar. Biz tasarrufu ön plana alan, israfı bitiren, hizmeti getiren belediyecilik anlayışına sahibiz. 31 Mart’ta bu anlayış ödüllendirildi. Bu anlayış 31 Mart’ta Ankara’da 10 kişiden 6’sının oyunu aldı arkadaşlar.
“İSRAFI BİTİREN, HİZMETİ GETİREN BELEDİYECİLİK ANLAYIŞINA SAHİBİZ”
Dile kolay, yüzde 60 oy aldı. Çünkü bu anlayış çakarlı arabalarla, uzun konvoylarla, korumalarla, bütün bir trafiği felç eden 300 araçlık konvoylarla değil bir minibüsle, eşlik eden bir araçla sokakta yürümesiyle, eşiyle alışveriş yapmasıyla ve vatandaşın derdini bizzat dinlemesiyle, öyle erişilemez değil halkın içinde, halkın kendisinden bir belediye başkanının neler yapabileceğini gösterdi. Bir tabu yıkıldı Türkiye’de arkadaşlar. Ankara’daki sarayı gösterip, Ankara’daki uzun konvoyları gösterip, ‘İtibardan tasarruf olmaz, millet gücü seviyor’ diyenlere karşı tasarrufu çok daha fazla seviyor, en güçlü olanın en mütevazı olduğunu millet biliyor, ödüllendiriyor dedi. Bunu gördük ve yaşadık.”
“MANSUR YAVAŞ KARNEYE 5 YILIN SONUNDA 5 PEKİYİ, AFERİN ALDI”
“Ben Ankaralılara Mansur Yavaş’ı anlatacak değilim. Yaptıkları baştan sona dayanışma belediyeciliği için, sosyal belediyecilik için, zaman zaman devletin yetişemediği yerde, aşısından testine kadar yeni hasta çocuklar doğmasın diye erkenden tedbir almaktan tutun, karşılanmayan aşıların karşılanmasına kadar. Bakkalda, eczanede veresiye defteri kapatılmasına kadar, destansı bir belediyecilik anlayışını 5 yıl boyunca hayata geçirdi. Karneye de 5 yılın sonunda 5 pekiyi, aferin aldı. Mansur Yavaş’ın elde ettiği başarı şüphesiz tek başına elde edilmiş bir başarı değildir. Geçen dönem 3 belediye başkanımız, 2’si göreve devam ediyor. Çankaya Belediye Başkanımız, siyasete devam ediyor. 3’nün emeklerini ayrı ayrı takdir etmek durumundayız. Bugün çok daha güçlü buraya geldik ama geçen sefer azınlıktaki meclis grubunun mücadelesini takdir ediyoruz. Ama bugün çoğunluk grubu olarak herkese şunu göstereceğiz. Biz gücü elimize geçirdiğimizde şımaranlardan değiliz. Kibre kapılanlardan değiliz. Yukarıdan bakanlardan olmayacağız. Belediye meclisine eşimizi, dostumuzu işe sokmak için, onun bunun işini takip etmek için değil biz belediye meclisine tam olarak da kimsesizlerin kimsesi olarak girdik. CHP, kimsesizlerin kimsesidir. Arkamızda gördüğünüz başkanlarımız, yardımcıları, vekilleri, belediye meclis üyeleri tam da bunun için CHP’nin geçen dönem mecliste azınlıkken, birçok kararı alamazken, birçok yetki talebi reddedilirken bir destan yazdılar. CHP belediyeciliği tescillendi. Şimdi bir 5 yıl daha görev aldılar. Ama bu 5 yılın seçimlerin yapılacağa güne kadarki kısmı bu sefer CHP’liler, kamu yönetiminde çok iyiler, temizler, çalışkanlar, dürüstler, müsrif değiller, tutumlular. Artırdıklarını da vatandaşın faydasına harcıyorlar dedirtip, bundan sonraki süreçte genel iktidarın anahtarı da TBMM’deki çoğunluk grubunun koltukları da bu arkada ABB Meclis Grubu’nun uyumlu, emek yoğun, yoksulu gözeten, vatandaşı düşünen icraatları ile gerçekleşecek. Biz bu takımın kaptanına da ilçe belediyelerindeki kaptanlarımıza da başkanlarımıza da sonuna kadar güveniyoruz. Her birisiyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz. Bundan sonraki süreçte de belediyelerimizle iyi hizmet etmeye, iyi yapılan işleri yeni belediyelerimize örnek göstermeye, ortak proje havuzlarında buluşmaya, hazırladığımız eşgüdüm, eğitim ve denetim komisyonu ile hizmetleri ortaklaştırmaya, tek tipleştirmeye, yapılan hizmetlerin üretimi sırasında ve devamında denetlemeye, tabi oldukları denetimlerde onlara destek verip, en doğru şekilde teftişlerini geçirmelerini, katkı sağlamaya devam edeceğiz. Üzerimize gelinmeye devam edileceğini biliyoruz ama onlara ve kendimize çok güveniyoruz. Bundan sonraki süreçte CHP’li belediyelerin çok daha önemli projeleri, çok daha önemli işleri yaptığını göreceksiniz. Son söz olarak Mansur Başkan’a teşekkür ediyorum ve diğer belediye başkanlarımıza örnek olacak bir çalışma yapmış. 5 yılın sonunda seçimden önce belediyede ve iştiraklerinde nereden aldık, nereye getirdik. Borç ne kadardı, şimdi ne kadar? İşte 1,5 milyar borç azalmış, onu tabloda görmek mümkün. Bunu yayınladı. Bastırdı ve dağıttı. Adeta vatandaşa giderken kendi karnesini çıkardı. Vatandaşın takdirine sundu. Karnenin not kısmına da 5 üzerinden, 5’i, 5 pekiyi, aferini bir 5 yıllık daha görev yapmanın yetkisini aldı. Kendisine bu çalışmasından dolayı da özellikle teşekkür ediyorum.”
“AİHM KARARINA RAĞMEN İNATLAŞILMAMALI”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Gezi davasındaki sanıklar hakkında yeniden yargılama bekleyip beklemediğine ilişkin soruya, “Bu konuda en yoğun beklenti, iş adamlarından tutun, Türkiye’nin ekonomisi iyiye gitsin isteyen herkesin beklentisidir. Çünkü Gezi davası, bu konudaki AİHM kararı ve Anayasa Mahkemesi kararı, ayrı ayrı uygulanmadığı için Türkiye’de hukukun üstünlüğü olmadığını, hukuki öngörülebilirlik olmadığını, insanların önünü göremediğini, böyle bir ülkeye yatırım yapılamayacağını, kredi verilemeyeceğini, verilen kredinin riskinin yüksek olduğunu, doğrudan ekonomiye dair olumsuz etkisi olan bir durum olduğunu bir kere bu yönüyle anımsatalım. Ayrıca insanlar Gezi’yi bütün bu ülkenin gözleri önünde yaşadılar. Sayın Erdoğan’a özellikle Tayfun Kahraman’ın Bülent Arınç ve kendisiyle yaptığı konuşmayı satır satır hatırlattım. Belgeleri kendisine bıraktım. Sayın Erdoğan’a şunu sordum. Dedim ki ‘Bülent Arınç ile görüştüğünüzde yurtdışındaydınız. Cumhurbaşkanı dönmesin, bakanlar istifa etsin, yönetimi bize bırakın dedilerse hiçbirini içeriden çıkarmayın. Bu darbe girişimidir’. Ama ne demişlerdi? ‘Ağaçları kesmeyin, buraya kışla yapmayın, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkmayın. Bir de gaz fişeğini silah gibi kullanmayın’. Bu talepler son derece masum talepler. Sonra Taygun Kahraman yine birlikte olduğu oda başkanlarının başkanlığını da yaparak Erdoğan’ı ziyaret etti gelince. Çıkıştaki açıklamasını okudum. ‘Başbakanımız’ diye başlayan ve olumlu atmosferde geçti. Ağaçlar kesilmeyecek. Yargı kararı beklenecek. Referandum yapılacak. Halk istemezse Topçu Kışlası inşa edilmeyecek. Artık Gezi Parkı’ndaki Gezi sakinlerinin takdirine sunuyorum demiş birisi, bu olumlu yaklaşımdaki birisi içeride yatamaz, yatmamalı. AİHM kararına rağmen inatlaşılmamalı. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bir milletvekili hapiste tutulmamalı. Sayın Kavala’nın AİHM kararı, ben geçtiğimiz günlerde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde tam günlük temaslar yaptım. Konsey’de konuştum. Bütün grupları ziyaret ettim. Çok sayıda devlet başkanı ile görüştüm. Bu devlet başkanları ile görüşürken de karşımdaydı, Türk heyetini ziyaret ettim. 18 kişiler. Bir odaları var. Tuğrul Türkeş Başkan, hangi partiden olursa olsun hepsinin derdi şu. ‘Burada ağzımızı açsak karşımıza Kavala çıkıyor’ diyorlar. Bir mahkemeye, AİHM aynı şehirde, ‘Strazburg’da bu mahkemenin kararına uyulmayınca bize burada adım attırmıyorlar’ diyorlar. ‘Saati soruyorsun, saati niye soruyorsun, sen önce Kavala’yı çıkar’ diyorlar. Türk delegasyonu her partiden oluşuyor. 18 kişiden. Daha geçen gün o delegasyon Kosova kararında 18’de 18 oy verdi. Meclisimizin en seçkin, orada bizi temsil edebilecek, eğitim, liyakat, donanımda, yabancı dildeki 18 milletvekili var ve onların Kavala burada hapis, onlar da bizim oradaki odamızda hapisler. Elbette çıkıyorlar, temas yapıyorlar ama karşılarında duvar var. ‘Siz bizim mahkemenin kararlarına uymuyorsunuz’ diyorlar. O yüzden sonsuz fayda var. Ne çare bulunacaksa. Efendim Türkiye’de yargı talimat alıyor, almıyor tartışmasına ben girmeyeyim. Yargı da talimat almasın. Yargı talimatı kendi vicdanından alsın. Yeniden yargılama mı, yargılamanın yenilenmesi mi? En doğrusunu hukukçular bilir ama bir yol bulunsun. Türkiye bu cendereden kurtulsun.”
“SAYIN CUMHURBAŞKANI’NIN DÜŞÜNCELERİNİ İFADE ETMEK BANA DÜŞMEZ”
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede hasta tutuklular konusundaki gelişmelere ilişkin soruya, “İki partinin genel başkanının, ana muhalefet partisi genel başkanı ile Cumhurbaşkanı’nın, seçimlerin birinci partisi ve ikinci partisinin genel başkanının yapmış olduğu görüşmede, ben tabi kamuoyuna mal olmuş konularda kendi düşüncelerimi söyleyebilirim. Ancak Cumhurbaşkanı’nın düşüncelerini ifade etmek bana düşmez. Bu sorunun muhatabı kendisi. Ben büyük dramı anlattım. Bu konuda kendisinin gerekeni yapmasının çok yerinde olacağını nezaketli bir dille kendisinden talep ettim. Ancak kendisinin değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmaya ben yetkili değilim. Doğru da olmaz” yanıtını verdi.
“BU KADAR KEYİFLİ BİR YEMEK HİÇ YEMEMİŞTİK”
Özel, önceki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile dün yaptığı görüşmeye ilişkin soruyu, “Ahlatlıbel’de Sayın Genel Başkanımız ile hem çok faydalı, hem bugüne kadar en rahat ve en keyifli yemeğimizi yedik birlikte. İki taraf da kazanan tarafta sonuçta. CHP kazanınca mevcut genel başkanı da bir önceki genel başkanı da keyifleniyor. Çok keyifli bir sohbet oldu. Tabii ki hem Sayın Meclis Başkanı’yla hem de Sayın Cumhurbaşkanı’yla yaptığımız görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayları, önemli bir kısmını paylaştım. Kendisinin görüşlerini aldım. O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım. Almamakla da doğru yapmışım. Sayın Genel Başkanı telefonla aradığımda görüşmeyle ilgili zaten bana önerilerde bulundu. ‘Şu söylenebilir, şunu söylerlerse bunu hatırlatmayı unutmazsak iyi olur’ dediğine göre görüşmeyi yanlış bulmuyor. Yoksa ‘Benim söyleyecek bir sözüm yok, niye gidiyorsunuz’ derdi. O yüzden ben öyle genel başkanlar her tweeti üstüne almazlar, ikincisi dün de kendisiyle yaptığım görüşmenin değerlendirmesinde, kendisinin son derece yapıcı, katkı verici, geleceğe dönük de ışık tutucu bir yaklaşımı vardı. Sorun alanımız yok Sayın Genel Başkanla, bundan sonra parti ile ilgili, partinin geleceğiyle ilgili, partinin iktidara gelmesiyle ilgili umutlarımız var. Bu konuları konuştuk. Dediğim gibi ben Sayın Genel Başkan ile 8,5 yıl Genel Başkan ve grup başkanvekili marjında görüşmelerimiz oldu. Çok defa yemek yedik. Bu kadar keyifli bir yemek hiç yememiştik” diyerek cevapladı.