Emeklilere Yılda İki Defa İkramiye Ödenmesi Hakkında Kanun Teklifi
Aralık 17, 2015İbadethaneler Kanunu Teklifi
Aralık 17, 2015TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
22/5/2003 Tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına (Çalışma Sürelerinin Kısaltılması) Dair Kanun Teklifimiz gerekçesiyle ekte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Engin Altay Levent Gök Özgür Özel
İstanbul Milletvekili Ankara Milletvekili Manisa Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili CHP Grup Başkanvekili CHP Grup Başkanvekili
GENEL GEREKÇE
Çalışma sürelerinin yasal olarak sınırlandırılması, işçilerin çalışma ve yaşama koşullarının iyileştirilmesi açısından atılmış önemli bir adım ve büyük bir kazanımdır.
Türkiye’de halen 22/5/2003 tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında 45 saat olarak uygulanmakta olan haftalık çalışma süresi birçok ülkede 40 saat ve altına indirilmiştir. Türkiye’nin 27/9/2006 tarihli ve 5547 sayılı Kanunla onayladığı “(Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı” ile haftalık çalışma süresini aşamalı olarak azaltmayı taahhüt etmiştir. Zira “(Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı”nın adil çalışma koşulları hakkını düzenleyen 2’inci maddesi, “Verimlilik artışı ve ilgili diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin aşamalı olarak azaltılmasını öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatleri sağlamayı” öngörmektedir.
OECD’nin, bir yılda çalışılan toplam saati işçi sayısına bölerek hesapladığı verilere göre Türkiye’de bir işçi yıllık ortalama 1.832 saat çalışmaktadır. İşçi başına yıllık ortalama çalışılan saatin OECD ortalaması ise 1.770 gün seviyesinde bulunmaktadır. Türkiye’deki işçiler, Almanya, Norveç, Hollanda, Danimarka, Fransa, Slovenya, Belçika, İsviçre, İsveç, Avusturya, Finlandiya, Lüksemburg, Avusturalya, İngiltere, İspanya, Kanada, İtalya, Japonya, Yeni Zelanda, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, ABD, İrlanda gibi ülkelerin işçilerine göre daha uzun süre çalışmaktadır.
OECD’nin 2013 yılı verilerini dikkate alarak yaptığı istatistiklere göre Türkiye’deki bir işçi Almanya’daki bir işçiden yılda 470 saat, Norveç’teki bir işçiden 424 saat, Hollanda’daki bir işçiden 411 saat, Danimarka’daki bir işçiden 394 saat, Fransa’daki işçiden 358 saat daha fazla çalışmaktadır.
Türkiye’nin iş kazalarında her yıl giderek artan sayıda vatandaşını kaybetmesinin altında yatan temel nedenlerden birini çalışma sürelerinin uzunluğu oluşturmaktadır.
Çağdaş ülkeleri çalışma sürelerini kısaltmaya yönelten etkenlerin başında, uzun çalışma sürelerinin işçi sağlığını olumsuz etkilemesi, iş kazası riskini artırması, verimliliği azaltması, işçinin sosyal ve özel hayatını olumsuz etkilemesi, üretimde kalite kayıplarına yol açması, hatalı ürün üretiminin çoğalması ve benzeri nedenler rol oynamaktadır. Yapılan saha araştırmaları uzun çalışma sürelerinin daha fazla üretim ve daha fazla katma değer yaratılması anlamına gelmediği, aksine işteki performansın çalışma süresinin uzunluğu ile doğru değil, ters orantılı olduğunu ortaya koymuştur.
Çalışma sürelerinin azaltılması tercihinde temel neden iş güvenliği ve işçi sağlığı olmakla birlikte, istihdam oranını artırarak işsizlikteki artışı frenlemesi de önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü haftalık çalışma süresinin kısaltılması, mevcut işin halen çalışanlarla işsizler arasında daha iyi bölünmesini sağlayacak, diğer bir ifadeyle daha fazla insanın istihdamını sağlayacak olması açısından önemli bir araçtır.
Çalışma sürelerinin işçilerin ücret ve sosyal haklarında herhangi bir kısıtlamaya gidilmeden azaltılması gelir dağılımı adaletsizliğinin azaltılması açısından da etkili bir araç olarak kullanılmaktadır.
Türkiye’de halen haftalık 45 saat olarak uygulanan çalışma süresinin kısaltılması büyük bir önem taşımaktadır. Böyle bir düzenleme bir yandan iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından Türkiye’nin bu gün karşı karşıya bulunduğu sorunu hafifletirken bir yandan da ekonomide yaşanan durgunluğun istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini azaltacaktır.
Tüm bu nedenlerden de öte “Avrupa Sosyal Şartı”nın “Tüm çalışanların güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır” hükmü yerine getirilmiş olacaktır.
Haftalık çalışma saatlerin azaltılması çalışanların ücretlerinde herhangi bir indirime yol açmayacaktır. Zira yürürlükteki İş Kanunu’nun, “Ücretten indirim yapılamayacak haller” başlıklı 62’nci maddesi , “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz” hükmünü içermektedir.
Bu Kanun teklifi ile;
- Çalışanlar üzerindeki aşırı iş yükünün Avrupa Sosyal Şartına uygun olarak halen kırk beş saat olan haftalık çalışma süresi kırk saate,
- Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin halen yedi buçuk saat olan bir günlük en fazla çalışma süresi altı buçuk saate,
- Bir haftalık en fazla çalışma süresi otuz yedi buçuk saatten otuz iki buçuk saate,
indirilmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 22/5/2003 Tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanunun, “Çalışma süresi” başlıklı 63’üncü maddesinde yapılan değişiklikle halen en fazla kırk beş saat olan haftalık çalışma süresi kırk saate indirilmektedir. Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin halen yedi buçuk saat olan bir günlük en fazla çalışma süresi altı buçuk saate, bir haftalık en fazla çalışma süresi de otuz yedi buçuk saatten otuz iki buçuk saate indirilmektedir.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi bazı işyerlerinde günlük on bir saati geçmemek koşuluyla haftanın çalışılan günlerine bölünebilmektedir. Söz konusu on bir saatlik sürenin de on saate indirilmesi öngörülmektedir.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
22/5/2003 TARİHLİ VE 4857 SAYILI İŞ KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA (ÇALIŞMA SÜRELERİNİN İNDİRİLMESİ) DAİR KANUN TEKLİFİMİZ
MADDE 1- 22/5/2003 Tarihli ve 4857 Sayılı İş Kanunun 63’üncü maddesinin birinci fıkrasındaki “kırk beş” ibaresi “kırk”, aynı fıkrasının ikinci cümlesindeki “yedi buçuk” ibaresi “altı buçuk”, “otuz yedi buçuk” ibaresi “otuz iki buçuk”, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “on bir” ibaresi “on”olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.