CHP Lideri Özgür Özel’den İktidara ‘Yenidoğan Çetesi’ Tepkisi: “Sorumlu Aranıyorsa, ‘Sorumlusu Benim, Ben’ Diyen”
Ekim 19, 2024CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Herkes Başka Aktörlere Çağrılar Yapıyor”
Ekim 21, 2024“BU İŞE BULAŞAN BÜTÜN HASTANELERE SALI GÜNÜ MECLİS’TE HEP BERABER EL KOYALIM, KAMULAŞTIRALIM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, yenidoğan bebeklerin yaşamını yitirmesine neden olan skandal hakkında iktidara çağrıda bulundu. Özel, “15 Temmuz gecesi bir grup hain darbeye kalkıştı. OHAL ilan edildi. Bunların bütün mülküne KHK’lerle el konuldu. Şimdi OHAL’e falan gerek yok. OHAL, kanunun yetkisini kullanır. Eğer varsanız, zaten yeterli milletvekili sizde var. 128 de bizde var. Bir araya geldiğimizde yetkimizle bu tür işlere karşı AYM’ye gitmek, vallahi anayasa buna cevaz vermiyorsa neye verecek gerçekten bilmiyorum. Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastaneleri, FETÖ’nün yaptığı hastanelere, okullara nasıl KHK ile el koyduysanız, bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek’in 6’ncı ay programına katıldı. Gündemdeki önemli konular hakkında değerlendirmelerde bulunan Özel, “Böylesi güzel bir akşamda kendi memleketimde bir rüyanın gerçek olmasından altı ay sonra ama bu rüyanın gerçeğe dönüştüğünü ve hayal ötesine geçerek gerçekleştiğini büyük memnuniyetle, kıvançla, Ferdi Başkanımızla, ekibiyle, belediye meclis grubumuzla, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin tüm çalışanlarıyla gurur duyarak izledim. Hepinize teşekkür ediyorum. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık” sözleri ile başladı. Özel, şunları söyledi:
“MANİSA ÖRGÜTSEL MUTABAKATLA KAZANILDI”
“Ben birkaç şeyi anlatmakta zorlanıyorum. Onun için karar verdim. O gece Manisa seçimini nasıl takip ettiğimi anlatmayacağım. Alanya Kalesi’ne ilk kez Cumhuriyet Halk Partisi bayrağı çekilişini anlatırken çok zorlandım iki gün önce. Onu anlatmakta zorlanıyorum, onu anlatmayacağım. Ama birazcık, bazı isimleri anmak boynumun borcu. Onlardan bahsedeceğim. 1946’dan beri yani çoklu yarışın olduğu belediye seçimlerinde Manisa İl Belediyesi’ni 2014’e kadar hiç kazanamadık. 2014’ten sonra Şehzadeler ve Yunusemre oldu, kazanamadık. Manisa Büyükşehir Belediyesi’ni kazanamadık. Ve pek çok ilçe belediyemizi hiç kazanamamıştık. Bugüne gelirken asla ve asla kimsenin emeğini, hakkını görmezden gelemeyiz. Şöyle şeyler duyuyorum. Efendim, genel başkan etkisiyle, Özgür Özel’in rüzgarıyla kazanıldı Manisa, olmazdı başka türlü deniyor. Elbette katkısı vardır elbette bu ulaşılan rakamlara katkısı vardır. Ama Manisa öncelikle örgütsel mutabakatla kazanıldı. Geçmişte ne yaşanılmış olursa olsun her şeyi kenara bırakıp herkesi kucaklayarak, arkada kimseyi bırakmayarak yapılan, tercihleri ortaklaştırarak ve üzerinde tam mutabakat sağlayarak kazanıldı. Manisa en başta çok iyi Manisalı, Manisa’nın evladı, geçmişi temiz bagajı olmayan ve iyi niyetinden kimsenin şüphe etmediği harika bir adayla, Ferdi Zeyrek’le kazanıldı. Manisa merkez için konuşurken geçmişte birbiriyle rekabet etmiş yenmiş, yenilmiş, kızmış, darılmış ama parti ve insan sevgisini birbirine hiç esirgememiş, siyasi rekabetle vatan ve memleket sevgisini birbirinden ayırmamış adaylarla kazanıldı. Semih Balaban’la kazanıldı, Gülşah Durbay’la kazanıldı. Ve aday gösterdiğimiz on yedi belediye başkan adayının on beşini seçtirdiysek, nüfusun yüzde 93 buçuğuna Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları hizmet ediyorsa kazanan kazanmayan her bir adayın şahsiyetiyle kalitesiyle ve emeğiyle kazanıldı. Hepsini ayrı ayrı kutluyorum.”
“EMEK EMEK, TUĞLA TUĞLA…”
“Özgür Özel, Manisa’nın bir milletvekili. İki milletvekili daha var. Vehbi Bakırlıoğlu’nun emekleriyle, Bekir Başevirgen’in emekleriyle geçmişte Sakine Öz’ün, Hasan Ören’in, Tur Yıldız Biçer’in, Mazlum Nurlu’nun, rahmetli Şahin Mengü’nün, Nuri Çilingir’in, Ufuk Özkan’ın, Erdoğan Yetenç’in gayretleriyle, emek emek, tuğla tuğla, bu günlere bu partiyi getirmesiyle kazanıldı. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu seçim şüphesiz Türkiye’deki o gün için dört kadın, bugün için altı kadın il başkanından bir tanesi olan İlksen Başkanın emekleriyle ve onun şahsında tüm il ve ilçe örgütüyle kazanıldı. Oralarda emeği olan Semih Balaban’ı unutursak, Cahit Kaplan’ı unutursak, Turgay Koç’u unutursak, Vehbi Köse’yi unutursak, Dilek Dabanlı’yı unutursak, Ali Ağar’ı, rahmetli Ali ağabeyi unutursak, İsmail Çalışkan’ı, Halil Tokul’u Ahmet Çiftçi’yi unutursak, bu örgüte emeği olan tüm il başkanlarını, tüm ilçe başkanlarını ve yöneticileri unutursak, yaşayanlara minnet, ölenlere rahmet söylemezsek, biz bu başarıyı kişiselleştirirsek büyük bir hata yaparız. Bu iş Cumhuriyet Halk Partisi örgütüyle kazanıldı. Ve bir partinin adını anıyoruz ama aslında sadece bu partiyle kazanılmadı. Çıktık ve dedik ki bizim bir Manisa ittifakına bir Türkiye ittifakına ihtiyacımız var. Manisa iyi yönetilmiyor dedik. Daha iyi yöneteceğini önerdik. İlçelere temiz, şeffaf, dürüst ve kent dostu belediye başkan adayları önerdik. Ama döndük dedik ki işimiz gücümüz Manisa olacak. İşimiz gücümüz, belediyecilik olacak. Ve biz burayı tek başımıza kazanamayız. Sadece sosyal demokratlarla olmayacak. Muhafazakar demokratlara davet yaptık. Duydular, dinlediler, desteklediler. Milliyetçi demokratlara çağrı yaptık. Bizim kadar sahiplendiler. Kürt demokratların desteğini istedik. Bize inandılar, güvendiler. Alevisi ile Sünnisi ile Türk’üyle Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Pomak’ıyla, benim akrabalarım, Balkan göçmenleriyle, Makedon göçmenleriyle Manisa ittifakıyla kazanıldı. Manisa’nın tüm demokratlarına yürekten teşekkür ediyorum. Ve şunu söylemek istiyorum ki biz seçimde partiyi çok önemsiyoruz. Ben Atatürk’ün koltuğunda oturduğum için İlksen başkan Atatürk’ün koltuğunda oturduğu için Cumhuriyet Halk Partisi ki baba evidir, kapıları herkese açık olduğu için, herkes baba evine doğuyor büyüyor ama kimi büyüğüne gidiyor kimi küçüğüne gidiyor, kimi ırakta oturuyor gibi yakında oturuyor. Ama sonuçta başı sıkışan biliyor ki baba evinin kapısı açık. Çayı kaynıyor. Çorbası kaynıyor. Bacası tütüyor. Bizim örgüt ki o baba evinin bacası tütsün diye oraya odun çekerlerdi. Ama herkes biliyor ki bu baba evi herkesindir. Çünkü tapusu ne Özgür Özel’dedir. Ne Kemal Bey’dedir. Ne Bülent Ecevit’te vardı ne Karaoğlan’da. Ne İsmet Paşa’da. Tapusu bir kişiye kayıtlıdır. Onun da adı Gazi Mustafa Atatürk’tür.”
“BABA EVİNİ ÖNEMSİYORUZ”
“Bunun için baba evini önemsiyoruz. Bunun için Manisa sıkıştı, daraldı. Su faturasından daraldı, aksayan hizmetlerden daraldı. Artık bizim işimiz değil, 31 Mart’ta bıraktık, bırakmalıyız. Geçmişteki yanlışlardan daraldı. Ama Manisa, baba evinde buluştu ve sorunlarını çözdü. Teker teker hangi birisini anlatayım? Notlarda var. Yemin ederim uçak da gelirken gözlerim doldu, gırtlağım düğümlendi. Her birisi çok önemli. Su önemli, Halk Ekmek önemli, sağ elin verdiğiniz sol ele göstermeyen sosyal yardımlar önemli. Kent lokantası önemli, askıda yemek önemli. Dayanışma önemli. Manisa’ya yapılan bütün katkılar önemli. Ama en önemlisi diyor ya bir park yap. İçinde trambolini olsun. Parası olmayan fakir çocuklar da trambolinde zıplayabilsin diyor. İşte yoksul çocukları trambolinde zıplatmaya, 31 Mart’ta bu delikanlıya yetki verdiniz ya, size de helal olsun, ona da helal olsun. Biliyorum ki Ankara’dayken ve seçimden bugüne 78 il ziyareti yapmışım. Herhalde 40’a yakın kente. Arkadaşlar çıkarmışlar söylüyorlar. Türkiye’nin herhangi bir yerindeyken dünyanın herhangi bir yerindeyken sabah uyandığımda neredeydik biz diye aklımı toplamaya çalışırken biliyorum ki orada birileri var. Gediz’in temiz olması için uğraşıyorlar. Yolların açık olması için, köprülerin bitmesi için, halk ekmeğin, yoksullara, ihtiyaç sahiplerine ulaşması için yoksul çocukların trambolinde zıplaması için, yeni doğmuş bebeğe hoş geldin bebek demek için, beş yaşına kadar çocuğu olan anneye ücretsiz ulaşım sağlamak için, koskoca şehir otobüsünü kadın burada dur deyince durdurabilmek için, çeşmeden geçilebilecek su akıtabilmek için orada birileri benim kardeşlerim, sizin evlatlarınız düşünüyorlar, çalışıyorlar. O kadar içim rahat. Memleketim, annem, babam, kardeşim, eşim, güzel memleketim size emanet. Her birinizle ayrı ayrı gurur duyuyorum. Genel sekreterimiz Burak Bey’in şahsında hangi görüşten olursa olsun Ferdi Zeyrek’in kapsayıcılığını görüp 31 Mart’tan sonra onun takımında olmanın bilinciyle bu memlekete hizmet eden tüm emekçilerimize yürekten teşekkür ediyorum.”
“HERKES ÜZERİNE DÜŞENİ YAPSIN”
“Anadolu Ajansı’na bütün Türkiye’de saygılıyım. Manisa’da daha da saygılıyım. Atatürk’ün kurduğu, cepheden haber versin diye kurduğu Anadolu Ajansı. Birileri onu bir partinin ajansı yapmaya çalışabilir. Olsun. Biz onlara karşı hem saygılı hep onları seviyoruz, sayıyoruz. Bizleri takip ediyorlar. TRT seçimden önce vermiyor. Ama seçim akşamı sürpriz nedir onu da bilmiyor aslında çok iyi bir istihbarat departmanı var ama 31 Mart akşamı Anadolu Ajansı’mız da TRT’miz de neyi veriyor? Hemen değişse de saat dokuza doğru, Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisi. Şimdi beklerler. Bir şey söylemek lazım ki ülke gündemine dair. Onların orada bekleyen editörü, şefi Manisa’dan ne çıktı diye bilsin. Malum dün herhalde bu salonun yarısı uyuyamamıştır. Yarısı uyuyup uyuyup uyanmıştır. Uyanıp aklına o yenidoğan servisinde ölen, öldürülen, katledilen bebekler hiç kimsenin aklından çıkmamıştır. Bugün Hasanoğlan Köy Enstitüsündeydim. Oradan çağrıda bulundum. Dedim ki bu pisliğe bulaşan kim varsa, hangi vicdansız varsa, hangi kalpsiz varsa, hangi ahlaksız varsa bunun partisi olmaz. Herkes üstüne düşeni yapsın. Bir isim bizle ilişkilendiriliyordu. Baktık üyemiz değil. Ama yine de ilişkisi boyutunda Cumhuriyet Halk Partisi gereğini yapacak. İktidar medyası birazcık uğraştı. Uğraşıyor. Diyor ki efendim bir DEM’li var. Bir CHP’li var. Sanki o günün sağlık müdürünü bugün bakanlığa atayan mekanizmayı konuşmayalım istiyorlar. O günün sağlık müdürü bugünün bakanı diyor ki ihbarı biz yaptık. Oysa evraklar çıktı bugün. 2023’ün Mart’ından itibaren biliyorlar. Ama teftiş yapmıyorlar. Görevlerini yerine getirmiyorlar.”
“SUÇLULAR DEĞİL DENETLEYENLER SUÇLANIYOR”
“Bugüne kadar savsaklıyorlar. Ve o işi yapmayanlar il müdürlüğünden bakanlığa yükselecek kadar arkalarına gücü almışlar. Peki ne öğrendik bugün? Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu denetmenlerinden birinden gelen isimsiz maille öğrendik ki aslında bu hastanelerin denetini, Sağlık Bakanlığında ama esas görev Sosyal Güvenlik Kurumu’nda. Sağlık Bakanlığı tespitleri yapmış, üstüne düştüğü halde topu bunlara atmış. Sağlık Bakanlığının, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün sorumluluğunu azaltmaz, aksine arttırır. SGK da diyor ki o kadar azız ki eczacısı, doktoru, artık bu maaşlara kimse kuruma gelmiyor. Hiçbir denetim yapılamıyor. Hele hele özel hastaneler, hep bunlar iktidara yakın isimler. Denetlenemiyor. Bulunsa bile paralı denetim yapın siz Sosyal Güvenlik Kurumusunuz, sağlık kısmına bakmayın diyorlar. Doktoru, eczacısı, diş hekimi olmasına rağmen bütün güçlüklerine rağmen. Ve diyorlar ki eğer ki biz bu olayda olduğu gibi içeriğe yönelik bir denetime girişecek olursak hemen sen nasıl bunu yaparsın, suç duyurusunda bulunursak görevimiz gereği, nasıl suç duyurusu yaparsın diye suçlular değil, denetleyenler cezalandırılıyor. Bu iktidar, özel hastaneleri hem yeni doğanlar üzerinden bu ortaya çıkan meseleyi eşeleyin göreceksiniz diyaliz hastaları üzerinden yapılan ve halk sağlığını tehdit eden benzer çarkları ve tüm hastaların nakillerinde yapılan yolsuzlukları ortaya çıkaracak iradeyi göstermeyelim diye SGK’nin denetçilerine, müfettişlerine baskı var. Kalitesizleştirme var. Yalnızlaştırma var ve kurumu bir şekilde etkisizleştirme var. Sağlık Bakanlığı, ben yapmam al sen yap diye yolluyor. Buradakilere senin işin sağlık değil, fatura kontrolü dışına çıkmayın diyorlar. Yani bu bebeklerin ölümünde ve bu işin bu vicdansızlığın yaşanmasında öyle kişisel değil, her birinin bir daha güneş yüzü görmemesini temenni ederim. Fevkalade kurumsal bir durum var. O yüzden sabah da söyledim. Dedim ki 15 Temmuz gecesi bir grup hain darbeye kalkıştı. OHAL ilan edildi. Bunların bütün mülküne KHK’lerle el konuldu. Şimdi OHAL’e falan gerek yok. OHAL, kanunun yetkisini kullanır. Eğer varsanız, zaten yeterli milletvekili sizde var. 128 de bizde var. Bir araya geldiğimizde yetkimizle bu tür işlere karşı AYM’ye gitmek, vallahi anayasa buna cevaz vermiyorsa neye verecek gerçekten bilmiyorum. Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastaneleri, FETÖ’nün yaptığı hastanelere, okullara nasıl KHK ile el koyduysanız, bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım diyoruz.”
“ESKİ SİSTEME DÖNÜLECEK”
“Burada ben haber beklerken haber geldi. Konuya karışmış sayısı daha çok da 9 hastanenin lisanslarını, ruhsatlarını iptal etmişler. Ne olacak biliyor musunuz? Hastane sahibi isim değiştirecek. Yeni isimle ruhsat başvurusu yapılacak. Prosedür takip edilecek. Eski sisteme dönülecek. Ne olacak biliyor musunuz? Bu ruhsat iptal davalarına toplumdaki tansiyon düşünce, idari mahkemede itiraz, yandaşlaştırılmış ya da yandaşken partili bir avukatken hakim yapılmış birisine denk getirilecek, yürütmeyi durdurma talebi uygun görülecek. Aynı ruhsatla bile devam. Buradan sesleniyorum; ey Recep Tayyip Erdoğan, senin de torunun var. Senin de evlatların var. Hepimizin yüreği dağlandı. Eğer gerçekten samimiysen bu işe karışan bütün hastaneleri salı günü oy birliğiyle Meclis’te kamulaştıralım. El mi yaman, bey mi yaman görsünler. Ruhsat iptali demek ben bizimkileri biraz göz ucundan, gözünüzün önünden çekiyorum sonra onların işini hallederiz demektir. Bunu en net şekilde ifade etmek istiyorum.”
“BABA EVİNE HOŞGELDİN”
“Sözün sonunda burada çok güzel bir sunum izledik. Ferdi Bey için anlamlı bir gündü. Ama bence yarın kendisi için daha anlamlı bir gün. Hemen yanında Nurcan oturuyor eşi. Onun yanında Nehir oturuyor kızı. Yarın Nehir’in 18. yaş günü. Yarından itibaren Nehir artık reşit oluyor. Ehliyet alabilir. Babayı dinlemeyebilir. Her istediğini yapabilir. Ama o ilk olarak bir şeye karar vermiş Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmak istermiş. Yarın Nehir, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir gün boyunca en genç üyesi olma mutluluğunu yaşayacak. Ben her hafta en genç üyeleri arıyorum. Nehir’i aramak yerine onu annesi ve babasıyla buraya davet ediyorum ve genel başkanın rozetini Nehir’e takmak istiyorum. Aramıza hoş geldin Nehir. Baba evine hoş geldin. Hem babanın evine hem baba evine hoş geldin.”
“BİZ ONLARDAN KORKMUYORUZ”
“Ben bu geceyi bizimle geçiren, bu kıymetli cuma akşamını bize ayıran bütün Manisalılara teşekkür ediyorum. Bütün emekçilerimize teşekkür ediyorum. Bizi ekranları başından izleyenlere teşekkür ediyorum. Ve şunu söylüyorum; inanarak, büyük bir inançla, büyük bir özgüvenle birileri birinci parti olmuş Cumhuriyet Halk Partisi onu paçasından çekmek istiyorlar. Bunu yapanlar CHP’nin iktidarından korkanlar, bunu yapanlar, bu yeni doğanları yapamayacak olan olanlar, o yolsuzlukları yapamayacak olanlar Türkiye’yi gerilettiremeyecek olanlar Cumhuriyet Halk Partisi iktidarından korkuyorlar. Ama onlara bir haberim var. Anadolu Ajansı aktarsın. Biz onlardan korkmuyoruz. Hepinizi çok seviyorum. Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun.”